Körfez ülkeleri Türkiye’deki otel çalışanlarını üç kat maaşa transfer ediyor
Otelciliğe 1986 yılında İstanbul’da Tarihi Yarımada’da başlayan Levni Grup, dünyanın en büyük gruplarından Accor ile işbirliği yaparak Levni Hotel Istanbul Handwritten Collection’ı hayata geçirdi.
Adını renkli ve sıradışı minyatürleriyle tanınan Osmanlı ressamı Abdülcelil Levni’den alan Levni Hotels’in Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Karacabay, şu anda 3 otelde 170 oda ve 400 yatak kapasitesine ulaştıklarını belirterek Levni Hotel Istanbul Handwritten Collection’ın Accor’un bu markayla açılan Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’daki ilk oteli olduğunu vurguladı.
Karacabay, “Yeni otelimizi açmayı planlarken Accor grubuyla tanıştık. Kendilerine ait Handwritten Collection markasını Orta Doğu’da ve Türkiye’de ilk defa lanse etmek istediklerini ve otelin lokasyonunun ve konseptinin marka için çok uygun olduğunu belirttiler. Daha sonra grupla bir sözleşme imzaladık, yönetmelik ve projelere bazı eklemeler yaptık. Yaklaşık bir ay gibi bir test sürecinin ardından soft opening dediğimiz misafir kabulüne başladık. Otelimizin adını da Levni Hotel Istanbul Handwritten Collection koyduk” diye konuştu.
TÜRK SANATÇILARIN ESERLERİYLE DEKORE EDİLDİ
Otelde Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının eserleriyle dekore edilen 72 tane odanın olduğunu kaydeden Karacabay, şöyle devam etti:
“Tamamen amatör bir ruhla ve bölgeye değer katmak için uğraştık. Projenin sonuçlanması 4 yılı buldu. Yıllar içinde biriktirdiğimiz sanat eserlerini burada sergiliyor olmamızın parasal karşılığı gerçekten yok ve bunun bize geri dönüşünün çok uzun olacağının farkındayız. Otel, renkli ve sıradışı minyatürleriyle tanınan önde gelen Osmanlı ressamı Abdülcelil Levni’nin eserleriyle öne çıkıyor”
“PANDEMİDEN SONRA TOPARLADIĞIMIZ İNSAN KAYNAĞINI TEKRAR KAYBETME RİSKİ VAR”
Aydın Karacabay, sektörle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Turizm sektöründe bir riske dikkat çeken Karacabay, Körfez ülkelerinin yetişmiş personeli yüksek maaşlarla kendilerine çekmeye başladıklarını söyledi. Karacabay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Turizm sektörü insan odaklı ve hizmetimizi devam ettirebilmemiz için çalışanlarımızı, personelimizi korumamız gerekiyor. Ancak son yıllarda yakın komşularımız, özellikle de Körfez ülkeleri turizmde o kadar büyük yatırımlar yapıyorlar ki personel kaybetmeye başladık. Yönetim kadrosu, ön büro çalışanları, satış temsilcileri… Daha çok yönetici seviyesindeki insanları 3 kat maaşa kendi ülkelerine çekiyorlar. Pandemide de kaybettiğimiz ve yeni yeni toparlamaya başladığımız insan kaynağımızı tekrar kaybetme riski ile karşı karşıyayız”
“EKİM VE KASIM ÇOK İYİ, 2025 UMUTLA BAKIYORUZ”
Karacabay, Türkiye’nin turizmde henüz hem gelir anlamında hem de sayı anlamında potansiyelinin çok uzağında olduğuna da dikkat çekti.
Karacabay, “Pandemiden sonra sektör bir anda çok hızlı gitti ama 2024’te İsrail’in Filistin’i işgali, Rusya-Ukrayna savaşı, jeopolitik gerginlikler, Avrupa Futbol Şampiyonası, yüksek enflasyon ve birikmiş talebin bitmesi ile 2024’te zorlanmaya başladık. Fakat eylül ve ekim ayları ile tekrardan bir trend yakaladığımızı görüyoruz. Yıllardır yaşamadığımız bir ekim yaşıyoruz. Doluluklar çok iyi durumda. Doluluk arttıkça fiyatlar da yükseliyor. Kasım ayı için de rezervasyonların iyi geldiğini görünce tekrar 2025 için içimize bir umut doğdu” diye konuştu.
patronlardunyasi.com